Milletimizin ve İslam aleminin Kurban Bayramı Kutlu Olsun

Milletimizi bir arada tutan en büyük günlerin başında bayramlar gelir.  Bayramlar milli birliğin ve dirliğin coşkuyla yaşandığı günlerdir. Ancak devletimizin birliğini yıkmayı amaç edinen aynı zamanda milletimizin huzurunu bozmaya çalışan şer odakları tarih boyunca olduğu gibi bugünde boş durmamaktadır. Her yirmi, otuz yılda olduğu gibi yine milletimizin geleceğinin üzerinde kara bulutlar gezdirilmeye başlanmıştır. Ancak milletimiz sahnelenen bu oyunlara 15 Temmuz'da dur diyerek bundan sonrada dur diyeceğinin işaretini vermiştir. 

Yanı başımızdaki coğrafyalarda  medeni değerlerden nasipsiz küresel güçlerin tohumlarını attığı, cahilliğin verdiği bilinçsizlikle bu tohumları sulayan insanların büyüttüğü ve meyve vermesini sağladığı fitnelerin, ülkemizde de sahnelenmesini arzu edenlerin ismi ister fetö, ister pkk, ister deaş, ister dhkpc olsun hepsi aynı merkezin uşağıdır.  Şunu  bilsinler ki Türk milleti başına örülmek istenen bu fitnelerin hepsinin üstesinden gelecek feraseti sahiptir inşallah. 

Türkmen, kürt, laz, arnavut, çerkez, alevi-sünni diye inananları ötekileştirmeden kaynaştırabilen bir irfani birikime sahip olan Türk milleti, tarihi tecrübesini kullanarak bu zor günleri atlatarak; mutlaka yeni bir diriliş hamlesiyle kendi yaralarını saracak ve dünyadaki tüm mazlumların umudu olacaktır. Bu hakikate iman etmek ve gereği için gayret etmek de, bizim açımızdan inancımızın bir gereğidir. Şanla ve şerefle dolu tarihimiz bu iman ve inanç neticesinde kazanılmış zaferlerle doludur. Bu tarihi tecrübelerden bin yıllık medeniyet terkibimizi ifade eden sağlıklı bir siyasi üslup toplumumuz tarafından inşallah  üretilip hayat geçirilecektir.

Ülkemizde farklı siyasi görüşler ortaya konsada aslında bir toplumda siyasetin niteliğini belirleyen ana etken, yapı ve kurumların varlık kazandığı toplumsal zemindir. Siyasetin toplumsal zemini aynı zamanda toplumun kültürünü de siyasi tahlile katmaktadır. Bu çerçevede siyasi farlılıkları bir çatışma unsuru değil düşünce zenginliği olarak görmek ve mevcut ihtilafları çözebilecek ya da en azından çatışmaya dönüştürmeden devam edebileceği asgari bir mutabakat çerçevesinin çizilebileceği siyasi iklimi toplumlar üretebilmelidir.  Hainlerine 15 Temmuz gecesi milletimizin topyekûn verdiği cevap aslında bu siyasi iklimin geliştirileceğin en önemli verisidir. 15 Temmuz gecesi oluşmuş olan bu milli mutabakat, milli irade siyaset kurumu tarafından iyi değerlendirilmelidir. Devletimiz bu zemin üzerinde el birliği ile yeniden inşa edilmelidir.

Aslında bu toprakların evlatları, farklı kültürleri bir yaşam tarzı olarak benimsedikleri dönemlerde, bu yaşam zenginliğini muhteşem bir medeniyet tasavvuruna dönüştürerek, Anadolu’yu dünyaya adalet dağıtan bir merkez haline getirmeyi başarmıştır. Bugün Anadolu’yu kan gölüne çevirmek isteyenler, farklılıklarımızı bir zenginlik değil de sanki ayrışma unsuru olarak bizlere sunmayı neredeyse başarmış gibi gözükseler de, bu oyuna dur demek zorundayız. Sağduyuyla bu oyunu bozmalıyız. 15 Temmuz gecesi bu toprakların evlatlarının bu gidişata izin vermeyeceğini bu oyunlara bozacak dinamik güce sahip olduğunu şer odaklarına ifade etmiştir.

Biz iman ettik: "inna lillahi ve inna ileyhi raciun" ve bu millet aynı şekilde inancı üzerine sabittir: "şehitler ölmez, vatan bölünmez" diye. Bu değişmez hakikatleri harici ve onların uşakları dâhili şer odakları bilmelidir. Bu kapsamda milletimizin geleceğinin müreffeh olması için gayret edenlerin emeğini hiç etmeye uğraşanları Rabbim ıslah eylesin, ıslahları mümkün değilse kahreylesin. Rabbimizin adaleti şaşmaz mutlaka tecelli eder. Kula düşen kalbi, kavli ve fiili duadır. Gerisi takdirin tecellisidir. 

Şu da bir gerçek ki şehit düşen her vatan evladı, omuzlarımızdaki yükü artırmaktadır. Bu millet, inşa Allah bu yükün idrakiyle üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecektir. Bu vesile ile vatanımızı muhafaza etmek uğruna toprağa düşmüş şehitlerimizin ruhu şad, mekânları cennet, milletimizin de başı sağ olsun diyerek bu milleti dize getirmeye, bu devleti bölmeye hiçbir gücün Allah’ın izniyle muvaffak olamayacağını ifade ediyoruz.

Görünürde kararak zeval bulan her bir gün, doğacak aydınlık yeni bir günün müjdecisidir. Yeter ki insan geleceğin güzel olacağına dair inancını, ümidini ve zorluklara karşı mücadele azmini yitirmesin. Biz inanıyoruz ki bu necip millet bu zor günlerinde üstesinden gelerek tarihteki onurlu ve şerefli yürüyüşüne emin adımlarla devam edecektir.

Bu vesile şehitlerimizin ruhları şad mekanları cennet olsun. Rabbim ailelerine sabır milletimize metanet versin duasıyla ile birliğimize ve dirliğimize vesile olması niyazıyla tüm Türk dünyasının ve İslam aleminin Kurban Bayramı kutlu olsun diyoruz.


MUSTAFA GÜÇLÜ
ANADOLU-SEN KONFEDERASYONU 
GENEL BAŞKANI